“Türk kadınının her zaman teniste var olabileceğine inandım”

Türkiye Tenis Federasyonu (TTF) Lideri Cengiz Durmuş ve ulusal atlet Çağla Büyükakçay, Türk tenisinin Cumhuriyet’in 100. yılında geldiği noktayı ve maksatlarını kıymetlendirdi.

Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak federasyonun Türkiye’nin her yerinde birçok özel turnuva düzenlediğini belirten Cengiz Durmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhuriyet haftasını özel kılmak istediklerini söyledi.

Gerek bulunduğu vazifede gerekse de hala vazife yapabilir düzeyde olmalarını sağlayanın Cumhuriyet olduğunu vurgulayan Durmuş, şöyle devam etti:

“Cumhuriyetin 100. yılını kutluyoruz. Özel turnuvalar, özel şovlar hazırlayarak Cumhuriyet haftasını özel kılmaya çalışıyoruz. Cumhuriyet Kızları Turnuvası da bunlardan birisi. 23 yıl evvel başlayan ve Cumhuriyet’in 100. yılını kutladığımız, bugün en manalısını yaptığımız bir turnuva. Daima umutla, daima heyecanla kaç yüz yıllara diyorum. Bu ülkenin, büyüklüğüyle her vakit daha güzel yerlere geleceğine inanarak çalışıyoruz.”

Türkiye Tenis Federasyonu olarak dünyadaki en güzel atletlere sahip olduklarına inandıklarını lisana getiren Durmuş, “Türkiye teniste genç bir ülke. Yaptıklarıyla, tenisin içinde olduğu yılları orantılarsak herhalde dünyada bu işi en uygun yapan ülkeyiz. Atletlerimizin en güzel oldukları anlarını, en güzel performansa sahip olduğu anlarını, en âlâ güce sahip oldukları anlarını daima birlikte göreceğimiz vakitler yakındır.” açıklamasını yaptı.

Milli sportmen Çağla Büyükakçay, 20 yıldan fazla müddettir ulusal grup forması giydiğini belirterek, “Çok büyük bir heyecan ve memnunluk ile Cumhuriyet’in 100. yılını kutluyoruz.” diye konuştu.

İstanbul Cup’ı kazanmasının örnek teşkil etmesinden ötürü çok memnun olduğunu da lisana getiren Büyükakçay, şöyle devam etti:

“Ben çok küçük yaşlardan itibaren Türk tenisinde başarılı olabileceğimizi, memleketler arası alanda örnek olabileceğimizi düşünerek motive oldum. İstanbul Cup’tan evvel de birçok muvaffakiyet elde ettik ancak İstanbul Cup, düzeyi nedeniyle dünyanın beğenilen turnuvalarından birisi olduğu için çok fazla ses getirdi. Bu da Türk tenisine direkt olarak yansıdı. Bu çok pahalıydı benim için. Artık çocukların bu şampiyonluğun hayalini kurması, ‘Grand Slam’ oyuncusu olmalarına inanmaları, dünya sıralamasında uygun yerlere gelebilecek olmaları, hatta bugün birinci 10, birinci 20’yi hedeflemeleri, bu kupayla başlangıç oldu. Ben her vakit Türk bayanının, Türk kızının, Türk oyuncularının teniste var olabileceğine inandım ve hala da inanıyorum. Şayet ben bir kapı açtıysam çok memnunum bunun ismine. Önümüzde çok hoş örnekler var. İnternet sayesinde her şeye ulaşabiliyoruz. Benim küçüklüğümde çok kolay değildi bu. Bir profesyonelin nasıl profesyonel olduğu manasında, eğitim olarak profesyonelliğin getirdiği manasında çok kolay değildi birtakım şeylere erişmek. Fakat artık hem kendi oyuncularımız var hem de dışarıdan bilgiler elde edebiliyoruz.”

​​Aktif sporculuk mesleğini bitirdikten sonra da bu sporun içinde yer almak istediğini anlatan Büyükakçay, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:

“Tenis benim tutkum, her gün çok severek yaptığım şey. Bunun dışında her gün tenis izliyorum, gelişmeleri takip ediyorum. Bu kadar yıllık deneyimim yalnızca teniste değil spor psikolojisinde de çok şey öğretti bana. Tenisi bıraktıktan sonra da tenisin içinde yer almak istiyorum, Türk sporunun içinde yer almak istiyorum. Kendi popülasyonumuza nazaran milletlerarası arenada sportmen sayımız çok fazla değil. Bence bizim üzere atletlerin genç kuşaklara bir şeyler öğretme ismine çok yararlı olacağını düşünüyorum. Ben de teniste ve sporda kalmayı hayal ediyorum.”

Cumhuriyet’in 100. yılıyla ilgili hislerini aktaran ulusal tenisçi, “Ben bir Türk bayanı olarak, çağdaş, özgür, çağdaş, Atatürk’ün dediği üzere zeki, çevik ve ahlaklı bir sportmen olmak için çalıştım. Artık de Cumhuriyet’imizin 100. yılında bunu başarabilmek için, Türkiye’yi en yeterli biçimde temsil etmek için çalışıyoruz. Cumhuriyet’imizi coşkuyla kutluyorum.” diyerek kelamlarını tamamladı.