SuperPower 3, olağanda sevdiğim bir tipe üye oyunlardan; genel manada strateji, özelde de politik simülasyon olarak tanımlayabileceğimiz bir oyun. Haliyle, inceleme fırsatı gelince de geri çevirmedim. Fakat bu süreç çok da verimli geçmedi benim adıma ne yazık ki.
Oyuna dair fikirlerimi şekillendirmek için hayli uzun bir vakit harcadım, hatta incelemeyi hayli geciktirdim. İstedim ki, zihnimde bir tereddüt kalmasın, oyuna haksızlık etmeyeyim. Fakat başlangıç noktasından ne kadar ileri gidebildim, emin değilim. En düzgünü sizlerle bu süreçteki izlenimlerimi paylaşayım, kararı da sizlere bırakayım.
Aç haritayı, bir ülke seç kendine…
SuperPower 3, girişte de belirttiğim üzere politik simülasyon kümesinde bir oyun. Münasebetiyle, ne beklememiz gerektiği üç aşağı beş üst muhakkak; bir ülkenin idaresini ele alıp, muhakkak maksatlara ulaşmaya çalışıyoruz.
Bazı örneklerde tercih hakkınız bulunmaz, direkt hayali bir ülkenin idaresi size sunulur. Kimilerinde tekrar kurgu ülkeler vardır lakin bu sefer içlerinden birisini seçmeniz beklenir. Kimilerinde da gerçek ülkeler ele alınır. SP3 özelinde değerlendirdiğimizde, seçilebilir ülkeler, neredeyse dünyanın tamamına karşılık geliyor. Oyuna dair olumlu ayrıntılardan birisi de bu esasen. “Şu ülkenin başında olsam, şöyle yapardım” formunda fikirleriniz varsa, bunu test edebileceğiniz bir oyun var karşınızda. Doğal bunu ne ölçüde başardığını ayrıyeten kıymetlendirmek gerekiyor, lakin oyunu sonrasında biraz hırpalayacağım için, artık oyunun artı hanesine yazılabilecek konularla devam etmek istiyorum müsaadenizle.
Neredeyse tüm ülkeler seçilebilir durumda dediğim kısım, oyunun sandbox modu; burada belli bir gaye yok, ana amaç ülkenizi geliştirip dünyanın hâkimi konumuna taşımak. Bunun yanında oynayabileceğiniz senaryolar da mevcut -ki bu bahiste genel olarak yeterli bir iş çıkarıldığını söylemek mümkün.
İlerleyen periyotlarda güncellemelerle sayı artabilir yahut oyuncu topluluğu yeni senaryolar da ekleyebilir oyuna, lakin şu anda 14 senaryo mevcut. Bunlar ortasında çok aşina olduğumuz bahisler var elbette; Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı, İran’ın nükleer programının yol açtığı kriz, ABD-K.Kore tansiyonu üzere. Senaryolardan birisi de 3. Dünya Savaşı, yani kurgu senaryolar da mevcut.
Bu senaryolarda, hususun tarafı olan ülkelerden birisini seçip, o ülkeler için belirlenen maksatlara ulaşmaya, bir yandan da o senaryoyu kaybetmenize yol açacak olayları engellemeye çalışıyorsunuz. Ülke seçiminin yanında, bir de bu ülkedeki siyasi oluşumlardan / partilerden birisini seçiyorsunuz. Seçtiğiniz parti, senaryoda esaslı bir değişiklik yapmıyor, siyasi takviye oranınızda bir değişim kelam konusu oluyor. Bu da kimi amaçlara daha çabuk yahut daha geç ulaşmanızı sağlayabiliyor.
|Ülke seçimi ve senaryo konusundaki çeşitlilik artı hanesine yazılabilir dedim demesine, amma velakin burada ülkemiz özelinde bir ayrıntısı da belirtmek durumundayım. Hem Türkiye ile ilgili senaryoda (Islamic Turkey) hem de sandbox modunda Türkiye’yi seçtiğinizde; bir terör örgütünün güya bir siyasi partiymiş üzere seçilebilir olduğunu görüyorsunuz. Bu türlü kıymetli bir yanılgının nasıl yapıldığını anlamak mümkün değil. Ülkeyi bölmeye çalışan terör örgütü, oyunda Osmanlı İmparatorluğu’nu yine kurmaya yahut Türkiye’yi dünyanın hâkimi yapmaya çalışan bir parti oluveriyor bir anda! Bu tarafıyla oyunun gerçeklikten kopuk yanlarının olduğunu not etmek gerek.
Oyunda sunulan senaryolarda değişiklik yapmak yahut kendi senaryonuzu eklemek de kolay. Hazır senaryoları değiştirmek için ilgili belgeyi bir metin düzenleyicide açıp üzerinizde dileyince oynama yapabiliyorsunuz. Misal biçimde senaryo hazırlamak ve paylaşmak da bu kadar kolay. İleride oyuna dair umut beslememi sağlayan konulardan birisi de bu türlü kolaylıkla modlanabilecek olması.
Oyuna başlamadan evvel son olarak karakter oluşturma ekranı bekliyor bizleri. Burada karakterinizin ismini, sanını, uyruğunu, etnik kökenini, lisanını, dinini, fizikî görünümünü belirliyor ve sonrasında oyuna adımınızı atıyorsunuz.
Oyunun bir de çok oyunculu kısmı bulunuyor ve burada da sandbox modunu yahut senaryolardan birisini başka oyuncularla deneyim etme imkânı buluyorsunuz, fakat oyunun mevcut haliyle çok fazla ilgi çekmediğini ve bu nedenle eşleşme sıkıntıları yaşandığını belirtmek durumundayım. Şayet birlikte oynayabileceğiniz arkadaşlarınız varsa, bu moda da bir baht vermeyi düşünebilirsiniz.
Ülke yönetmek kolay iş değildir
Şu ana kadarki kısım, oyuna adım atmaya hazırlandığımız alana dairdi. Ancak temel kıymetli olan kısım, oynanış kısmı elbette. İşte meselelerin başladığı yer de tam olarak burası. Mesela tutorial kısmı ile başlayabiliriz.
Tutorial kısmı ile ilgili sorun ne derseniz, bulunmaması derim 🙂 Evet, görüntüler eklenmiş ancak oyun içi tutorial ile Youtube görüntüleri izlemek bence bir değil. Kaldı ki o görüntüler da çok kâfi sayılmaz. Haydi, biz daha evvelki oyunları biliyoruz, bu cins oyunlara aşinayız, yeni ayrıntılar da varsa kurcalaya kurcalaya buluruz. Pekala ya yeni oyuncular? En azından oyunda ne, nasıl yapılırı gösterecek bir ısınma çeşidi eklenebilirdi, es geçilmiş.
Oyunun arayüz konusunda da pek başarılı bir performans sergileyemediğini söylemek mümkün. Bunu da oyuna girişin ve zevk almanın önündeki pürüzlerden birisi olarak belirtebiliriz.
Ama bütün bunları bir kenara bırakın. Oyunu oynamayı zorlaştıran en kıymetli sıkıntı, teknik problemler. Bol bol bug, çöküp durmalar, oyunun yüklenmemesi, kayıt evrakının silinip gitmesi, performans düşüşleri vs derken bazen tam bir hudut harbine dönüşebiliyor oynamak.
Oyunda siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda çeşitli kararlar alıyor, ülkenin siyasetlerine taraf veriyorsunuz. Bu taraftan içerdiği pek çok ayrıntı mevcut -ki işi zevkli kılabilecek olan da bu ayrıntılar diyebiliriz. Bütçede hangi kalemlere ağırlaşacak, hangilerini geri plana atacaksınız? Vergi oranlarını nasıl belirleyeceksiniz? Hangi alanlarda özgürlük tanıyacak, hangilerini yasaklayacaksınız? Siyasi partilerin faaliyetlerine devam etmelerine müsaade edecek, demokratik seçimleri sürdürecek misiniz? Medyayı özgür bırakacak mısınız? İnterneti büsbütün özgür mi bırakacak, yoksa “Yaşasın panoptikon!” diyerek denetiminiz altında olmasını mı isteyeceksiniz? Bunun üzere birçok tercih sizleri bekliyor.
Diplomasi alanında yapılabilecekler de çeşitlilik gösteriyor. Ülkelerle çeşitli alanlarda protokoller, mutabakatlar imzalayabilir, ittifaklar kurabilir, diğerlerine yardım edebilir yahut onlardan yardım alabilirsiniz.
Diplomasinin çok da sağlıklı işlemediği durumlarda da silahlar konuşmaya başlıyor malum. Askeri müdahaleler ve savaşlar da bu oyunun kıymetli bir modülü. Senaryoların kimilerinde bu biraz daha ön plana çıkıyor natürel. Bu noktada da yeniden stratejik düşünmek elzem. Olaya bodoslama dalmak çok da verimli sonuçlar doğurmuyor. Natürel, ülkenizin gücü, başlangıç şartları ve öbür ülkelerle münasebetleriniz bu durumda da muvaffakiyet yahut başarısızlığa giden yolda tesirli ögeler. Ayrıyeten; işin diplomatik boyutunu da ekonomiyi de siyasi istikrarı da göz önünde bulundurmak durumundasınız.
Sıra oyuna dair son kelamlara geldi. Bu haliyle, elde hoş bir gereç olmasına karşın beklentileri karşılayabilecek kadar yeterli işlenemediğini ve bol bol teknik meseleyle karşı karşıya kaldığımızı belirtmek durumundayım. Teknik sıkıntılar çözülüp oyuncu topluluğu tarafından yeni içerikler geliştirildikten sonra bir talih verilebilir.
