Büyürken izlediğimiz çizgi sinemalarda aklımıza kazınan karakterlerin yeri daima bir oburdur. Çoğumuz Sünger Bob’u, Bugs Bunny’i, Scooby-Doo’daki pek çok karakteri ve bizim için yarattıkları o sıcacık “yuva” hissini unutamamışızdır. Mutsuz olduğumuzda koşarak geri dönmek istediğimiz bir periyottur bu. İşte bu karakterlerin seslerini ortadan yıllar da geçse aklımızdan çıkarmamız çok sıkıntı. Birçok vakit o seslerin gerisindeki bireyleri hiç görmesek ve tanımasak dahi bir vefat haberinde güya tanıdığımız birini kaybetmişiz üzere kalbimiz acır. Bugün de milyonlar için “o” ses olmuş, Batman dendiği vakit akıllara gelen birinci isim olan Kevin Conroy’un vefat acısını yaşıyoruz ne yazık ki.
1992’de başlayan, dünyaya Batman’i tanıtan ve sevdiren en hoş içeriklerden birisi olan Batman: The Animated Series’in ve daha pek çok unutulmaz Batman içeriğinin sesi olan Kevin Conroy, ne yazık ki geçtiğimiz haftalarda kanserden hayatını kaybetti. O denli bir ses düşünün ki dosta inanç verip düşmana kaygı salar… O denli bir ses ki, 92’den öncesinden günümüze kadarki her Batman aktörünü akıllardan çıkartmış, yerine kendini koymuş ve bunu kendisini hiç göstermeden yapabilmiş…
Sesinin derinliği ve Batman’in katılığının bilakis o kadar tatlı bir insan ki kendisi, yıllarca pek çok Comic Con’a ve hayran buluşmalara katılarak hiç sıkılmadan tekrar tekrar kült olmuş repliklerini beşerler için söylemekten bıkmamış. “I am vengeance, I am the night, I am Batman!” repliğini bilmeyen Batman sever yoktur herhalde.
Kevin Conroy senelerce pek çok insanı memnun edip, “umut” üzerine kurulmuş en kıymetli karakteri seslendirse de çok kolay bir çocukluk yaşamamış ne yazık ki. 1960-1970 yıllarında homoseksüel olduğunu keşfetmesiyle bir arada yaşadığı yerde hayatın kendisi için zorlaştığını fark etmeye başlamış. Batman’i seslendirmesiyle birlikte kendisini duyurabileceği bir sese sahip olduğunu anladığındaysa 2016 yılında bu bilgiyi hayranlarla paylaşmaya karar vermiş. DC ile Onur Günü için yaptığı “Finding Batman” isminde 9-10 sayfalık bir çizgi romanı mevcut. Çizgi romanı kendi gençlik yıllarına ve AIDS nedeniyle hayatını kaybeden tanıdıklarına ithafen şahsen kaleme almış. Sesini ve ününü AIDS üzere kıymetli bir hususa dikkat çekmek için de yıllarca kullanmış; hatta bir röportajında AIDS’ten dolayı pek çok cenazeye gittiğinden ve bunun azalması yahut farkındalık kazanması için çok çabaladığından bahsediyor.
Aslında seslendirdiği karakterden pek de farklı biri değildi Kevin Conroy. Yıllarca gerçek kimliğini saklamak zorunda kalmış, etrafında pek çok vefata şahit olmuş ve bunları kimse yaşamasın diye şöhretini bu yanılgıları düzeltmek uğruna kullanmış. Tanıdık geldi mi? Her ne kadar kendisi için keyifli bir çocukluk geçirememiş olsa da pek çok çocuğun hayatına dokunarak bu eksiğini giderdiği gün üzere ortada. Gerçek bir kahraman üzere fark ettirmeden, hissettirmeden güzellik yapan biri. Sanırım Batman karakteri de ona bu sebeple dokundu ve tiyatroculuk mesleğinin önüne geçiverdi.
10 yıl boyunca eşi olan Vaughn C. Williams dahi Conroy’dan “Onun daima Batman olduğunu düşündüm. Negatifliklerle dolu bir gençlik geçirdi fakat bunu güçlü bir kişilik özelliğine dönüştürmeyi başardı” diye bahsediyor. Sözün tam manasıyla bu rolü oynamak için doğmuş ve 30 yılın akabinde Batman’i en çok hayata geçiren kişi olarak veda etti bizlere. Bu karakteri ondan daha uzun oynayabilecek birisi olabileceğine dair inancım yok. Kimi karakterlerin günümüzdeki pozisyonlarına onları yükselten bireyler sayesinde geldiklerini inanıyorum ve Kevin Conroy, Batman’i yaratmadıysa bile can bulmasında ona en çok emek veren kişiydi diyebiliriz rahatlıkla.
Yalnızca animasyonda değil oyunlarda da sıkça Batman’in sesiyle yer alan Conroy, hepimizin bayılarak oynadığı Arkham serisinde de Batman: The Animated Series’teki rol arkadaşı Mark Hamill ile tahminen de oyun tarihinin en etkileyici ses performanslarından kimilerini sergilediler.
Attığı her alanı güçlendiren, işini sahiden aşkla yapan ve karaktere can katan Kevin Conroy üzere isimlerin 100 yılda bir -belki- geleceğini düşünüyorum. Batman’in sadece karanlık ve somurtkanlıktan ibaret olmadığını, anlatmak istediği çok daha derin iletileri olan ve insanları nitekim önemseyen bir karakter olduğunu yansıtmak istediğini söylüyordu Conroy. Performansında da bunu aşikâr etmek için elinden geleni yaptığından bahsetmişti… O denli de yaptı.
Batman: The Animated Series ve Batman Beyond üzere serilerin benim üzere Batman hayranlarına kattığı bir şey varsa o da Batman’in duygusuzun tam tersine bir karakter olduğunu göstermesidir. Bu duyguyu yıllarca gerçekleştirdiği her işe ziyadesiyle yansıtan Kevin Conroy’u çok özleyeceğiz. Gerçek bir kahramanı kaybettik. Ben dahil milyonların çocukluğuna dokunduğun için teşekkürler Kevin Conroy. Arkham Knight’ta Gordon’ın dediği üzere: “İşte bu türlü oldu… Batman bu türlü öldü.”
