Dağ fare doğurdu diye süper bir tabirimiz var. Sanırım birinci kere bir yazımda bu tabiri kullanacağım. Zira Secret Invasion’ı anlatmanın en kısa ve öz yolu bu. İsmi Secret Invasion olan bir diziden beklentiler doğal olarak yüksek oluyor. Endgame sonrası rastgele bir MCU işine hiç heyecanlanmasam da konsept itibariyle Dünya’ya sızmış Skrulların öyküsü hakikaten ilgi cazibeli. Güzel bu olayı çizgi romanlarda da hakikat dürüst işleyememişti Marvel fakat insan umutlanıyor işte…
Diziyle ilgili birinci görüşlerimi yazdığımda şimdi iki kısım izlemiştim ve “4 kısımda bu kadar olayı nasıl toparlayacaklar?!” diye düşünmüştüm. Senaristler benim kadar düşünmemiş olacak ki hiçbir şeyi toparlamak için uğraşmamışlar. Hayır esasen 6 kısım bir dizi ve her kısım ortalama yarım saat sürüyor. Toplam 180 dakika civarı bir dizide Skrull İstilası anlatmak aslında zorken MCU bir de işin içine Nick Fury’nin kefaretini eklemek istemiş.
Aslında dizi Secret Invasion değil, Secret Santa – Nick Fury olarak çekilmiş. Hawkeye hariç tüm yepyeni Avengers grubuna veda sineması çeken Disney, Hawkeye’ın müsaadeden gidip Samuel L. Jackson’ın Nick Fury’sine de bir final yapmak için Secret Invasion’ı kıssasını harcamış. Etrafta muazzam bir zımnî tehlike var, itimat ortamı büsbütün sarsılmış. Rastgele bir annenin emzirdiği bebek bile Skrull çıkabilir. Gel gör ki tüm bu kaosu “Nick Fury yaşlanmış, eskisi üzere değil” metni altında çiğnemek çok tat kaçırmış.
Hani en azından bir Üstün Skrull hazırlığı var, heyecanlanalım diyorsunuz. Gravik isimli karakterin etrafında şekillenen bu senaryo da vaktinde Nick Fury’nin yediği haltlar yüzünden ortaya çıkan bir noktaya bağlanıyor. Sonra da 3-5 dakikalık iki dövüş sekansı hariç Üstün Skrull namına hiçbir şey işlenmiyor. Lakin Nick Fury’nin aşk hayatına ve geçmişine dair çokça sahne 180 dakikalık oldukça limitli mühletin içerisinde kendine yer buluyor. İşte bunlar benim çok tadımı kaçırdı.
Yine de birkaç olumlu taraf var. Mesela çizgi romanın tersine görece daha kayda bedel beşerlerle ilgili çeşitli plot twistler ve kimlik değiştirmeler vardı. Doğal ortada bu türlü devasa bir tehlike varken Avengers yahut Captain Marvel’ın hiç işine girmemesi de biraz tuhaf. MCU bunu da Nick Fury’nin “her şeyi harika kahramanlardan beklemeyelim, ben çözerim” demesiyle hasır altı etmeye çalışmış. Lakin ben izlerken pek yemedim, birden fazla insanın da bunu yutacağını sanmıyorum.
Özetle Secret Invasion tam olarak bir dağ fare doğurdu hadisesi. Sadece isminden ve olaylardan mütevellit hayli heyecanlanmışken Nick Fury’nin şahsî kefaretinden öteye geçemdik. Hayır bu kefaret kıssası de düzgün işlense yeniden bu kadar hayal kırıklığı yaşamazdım. Nick Fury’nin de noksan kaldığı çokça yer var. 180 dakikalık bir sinema olsa ve dizideki vefatları sinemaya yedirmeye çalışsalar tahminen bir nebze daha makul olabilirmiş. Lakin bir kısım evvel ölen karakterin yası bile tutulmayınca her kısım ortası acayip bir kopukluk da yaşanıyor.
Ben Mendelsohn’un canlandırdığı Talos da oldukça geri planda kalmış oldu. Nereden tutarsanız tutun elinizde kalıyor Secret Invasion. Şayet MCU sürekliliğini merak etmiyorsanız yahut spesifik olarak Nick Fury’nin aşk hayatıyla ilgili meraklarınız yoksa pek de tavsiye edilecek bir yanı yok. Endgame sonrası MCU’nun kalite düşüşü tüm süratiyle devam ediyor. Umarım ulu X-Men’in geri dönüşüne kadar durum biraz daha toparlanır yoksa Wolverine’in adam pençelemesi yerine aşk hayatını izlemek beni kalbimden bıçaklayabilir…
Yaratıcı: Kyle Bradstreet
Yönetmenler: Ali Selim
Oyuncular: Samuel L. Jackson, Ben Mendelsohn, Cobie Smulders, Emila Clarke, Kingsley Ben-Adir
IMDB Notu: 6,4
Yayınlandığı Platform: Disney+
Editörün Notu: Yaklaşık 180 dakikalık limitli bir müddete Skrull İstilası ile başlayıp, Nick Fury öpücükleriyle veda ettik. Secret Invasion ve Skrull kıssası bile cihana hiçbir şey katmadan boşa geçip, gitti…
Dizinin Notu: 3 / 5
