Oyunlar bir ihtilaldir bana nazaran. Pasif medyaların denetimini tecrübe eden bireye veren, orijinal meta bir cins yaratan bir ihtilal. Bir kitabı okurken yalnızca sözlerle karşılaşırsınız. Bir üst düzeye geçince imaj ve sözlerin harmonisinden çizgi roman doğar. Üstüne ses de ekleyip imgeleri oynatırsanız elinize görüntü formatı yani diziler ve sinemalar gelir. Pekala işleri biraz daha karmaşıklaştırsanız ne olur?
Diyelim ki çıkacak fotoğraflar seçimimize kalsa, ortaya interaktif sinemalar çıksa? Bu cins sinemalar kimi stüdyolar tarafından denenmiş olsa da ana akım olmayı başamadılar maalesef. Pekala elimiz ezkaza deney şişesine çarpsa ve yasaklı maddeyi karışıma katarsak: Oynanış. İşte o vakit, elimize harikaya yakın içerik tipi çıkar. Oyunu oyun yapan ve oyun medyasını yaratan şeydir oynanış.
Nintendo bu alanda verilebilecek en yeterli örnek olabilir. Nintendo her vakit oynanış odaklı olan ve bu alanda bütün bölümü değiştiren bir şirket olmuştur. Dan Houser bile 3D oyun yapan geliştiricilerin Mario yahut Zelda olmasa bugünlere gelemeyeceğini söylemiş bir seferinde.
Ben de bugün buraya oyunu oyun yapan olan oynanış ile öne çıkan ve biri hariç pek de ana akım olamamış aksiyon oyunlarını anmak için geldim sevgili okur. Yazacağım her oyunu şiddetle tavsiye eder, hoş saatler geçireceğinizi temin ederim. Haydi başlayalım.
Star Wars: Jedi Knight Jedi Academy/Movie Battles 2
Jedi Academy büyük ihtimalle bahsedeceğim oyunlar ortasındaki en tanınan oyun. Ana oyun da ışın kılıcı mekanikleriyle zati çok sağlam bir oyun lakin sizin de içinizden Darth Nihilus ile Kylo Ren’i Coruscant’daki Jedi Tapınağında kesmek gelmiyor mu? MovieBattles II, Jedi Academy’nin çok oyunculu kısmını inanılmaz zenginleştiren ve bir adım değil, bin adım ileri taşıyarak hayalinizi gerçekleştiren bir mod.
Kendi sitesi üzerinden fiyatsız indirip Jedi Academy’ye kurabileceğiniz bu mod oyuna bir sürü harita, skin, oyun modu ve mekanik edkiyor. Jedi Academy’ye ün kazandıran ışın kılıcı mekanikleri motamot dururken, duvarda koşma ve akrobasi mekaniklerini geliştiren ve hatta oyunu 4K oynamanızı bile sağlayan, hayran üretimi bir mucizedir kendisi. Mekaniklerden bahsetmişken, odağımızı oraya çevirelim: Jedi Academy, eski olduğunu hissettirse de ışın kılıcı hissiyatı, vuruş hissiyatı ve bilhassa akrobasi mekanikleri ile öne çıkan bir oyundu. Her ne kadar bilhassa de ışın kılıcı hissiyatı bakımından Fallen Order üzere bir rakibi olsa da, vuruş hissiyatı manasında bence hala rakipsiz durumdar. Nereden keserseniz oradan kopan uzuvlar çok tatmin edici hissettirir oynarken. Öteki kimi Star Wars oyunlarında kılıç ne hakikat düzgün iz bırakır ne de elde tutarken tatmin edici bir his yaşatırken, Jedi Academy’de kılıcınızın her şeyi kesebileceğini hissedersiniz. MovieBattles, bu yapıtı çok daha uygun hale getirir ve benim için oyundan ayrılamayacak kadar olağanüstü bir moddur. Star Wars hayranıysanız düşlerinizi süsleyecek nitelikte bu içeriği şiddetle tavsiye ederim.
Bujingai: The Forsaken City
Japon tarzı oyunları sever misiniz? Absürt Japon açılarını ve ses efektleri hoşunuza masraf mi? Devil May Cry’ı silip süpürdünüz ve öteki bir hack’n’slash mi arıyorsunuz? O vakit Bujingai tam size nazaran diyebilir ve akrobasi ve büyü mekanikleri bakımından çok tatmin olabileceğinizi söyleyebilirim.
Bujingai’yi birinci açtığınızda direkt oynanış sekansıyla karşışır ve birinci başta inanılmaz eğlenirsiniz. Karakteriniz çok akrobatik davranıyor, duvarda koşuyor hatta muhakkak bir arada uçabiliyor. Üstüne taarruzlardan kaçarken bile o kadar hoş animasyonlar sarf ediyor ki, bu oyun nasıl DMC kadar tanınan olmadı diyorsunuz. Sonra kılıcınızı sallıyorsunuz ve bir daha şaşırıyorsunuz. Vuruş hissiyatı olağanüstü olmasa da animasyonlar çok akıcı ve efektler mükemmel. Üstüne tuşları denerken büyü de atabildiğinizi fark ediyorsunuz. Birinci büyü ateş topu oluyor ve menüye bakınca bir sürü daha açılacağını görüyorsunuz. Mükemmel değil mi? Başta yazdığım üzere, keşke o denli olsa fakat değil. Bahsettiğim 3 mekanik tipinden yalnızca büyüler gelişiyor bu oyunda. 2. saatte de oyunun sonunda da hala tıpkı comboları ve birebir akrobatik hareketleri yapıyorsunuz. Bu da oyunu bayağı bir düşüyor fakat hala daha taş üzere mekanikleri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Animasyonlar, efektler ve düşman tipleri hala çok eğlenceli. Bilhassa blok yaptıktan sonra karşı hücum yapınca o denli güzel şeyler oluyor ki ekranda, resmen zevk duyuyorsunuz. Bujingai bilhassa de mekanikler bakımından çok düzgün bir oyun bence, ancak neden ana akım olamadığını da anlayabiliyorum.
Berserk: Millennium Falcon
Berserk hala uzak kaldığıma utandığım bir seri. Ne kadar şahane bir eser olduğunu sayısız yerden duydum. Bir orta animesine başlama planım var fakat oyunlar olarak bakarsak, öncesinde hiçbir fikrimin olmadığı bir seriydi. Rastgele bir görüntüde Berserk: Millennium Falcon’un kısa bir kesitini görüp araştırdım ve oyunu oynadığımda da adeta bayıldım.
Berserk’i benim gözümde bu kadar âlâ yapan 2 şey var: Vuruş hissiyatı ve dövüş mekaniklerinin tokluğu ile hareketleri. Vuruş hissiyatı manasında şu gün için bile çok tatmin edici olduğunu söyleyebilirim. Aşağı üst her düşmanı, bosslar hariç, tek vuruşta kağıt keser üzere kesmek o kadar güzel hissettiriyor ki, anlatılmaz yaşanır. Animasyonlar da epey çeşitli. Olağan vururken ve maksat alıp vururken büsbütün farklı süratte ve farkı animasyonlarla karşılıyor bizi. Berserk’i bir müddet oynadım, dediğim üzere çok büyük bir zevk de aldım ancak animeyi izleyene kadar rafa kaldırdım ve bana geçirttiği hoş vakit için teşekkür ediyorum kendisine. Yolumuz bir gün yeniden kesişecek umarım.
Phantom Dust
Phantom Dust tahminen de bu listedeki en pahası bilinmemiş oyun olabilir. Ben tek söz ile aşığım bu oyuna. Ne dersem diyeyim bu oyuna olan sevgimi anlatamam. Phantom Dust çok kolay mekanikleri olan bir oyun aslında. Oyunda haritalara dağılmış yetenekler var ve üstüne gidip istediğiniz tuşa atıyorsunuz. Her yetenek 5 ünitelik olan ve her saniye dolan yetenek çubuğundan belirli bir kısmı tüketiyor ve tekrar o pahaya ulaşana kadar kullanılmıyor. Oyunun yapısı da kolay çok oyuncu mantığı: Bir harita var ve düşmanı yeteneklerin ile yenmeye çalışıyorsun. Bu türlü deyince oyun çok kolay geldi değil mi? Yetenek çeşitliliği dışında evet. Haritanın çok sağlam parçalanma fiziğine sahip olması dışında kolay bir oyun diyebiliriz. Lakin yetenek çeşitliliğini hesaba katarsak, işler çok değişiyor.
Phantom Dust’da o kadar, ancak hani, o kadar fazla yetenek var ki, Elden Ring’deki Ashes of War çeşitliliği ile kapışır diyebilirim. Yerdeki taşlardan kalkan yaratmaktan buz kesimleri atmaya, havalanmaktan güç kılıcı çıkarmaya, oyundaki en güçlü yetenek olan atomik bir patlama ile 110 hasar veren, yani tek atabilen, bir hücuma saymakla bitmez. Phantom Dust çok özgün dizaynlı bir oyun. Ne dersem diyeyim bu oyunun bana yaşattığı zevki anlatamam o yüzden yalnızca oyunu oynamanızı şiddetle tavsiye etmekle yetineceğim. Yeni bir soluk alacağınızın garantisini verebilirim.
Matrix: Path of Neo
Path of Neo, çocukluğu PS2 ile geçenlerin er ya da geç karşılaştığı bir oyundur desem tahminen biraz abartı olur, ancak nitekim de o periyot için çok tanınan bir oyundu. Evet biliyorum, bu listeye tanınan oyunları koymamaya çalıştım lakin bu oyunun yeri bende başkadır ve hatta en sevdiğim dövüş oyunudur desem abartı olmaz.
Animasyonlar inanılmaz çeşitli ve akıcı, vuruş hissiyatı silahlar dışında pek tatmin edici ve akrobatik olarak da çok sağlam bir oynanış var. Bilhassa birinci sinemanın sonunu oynadıktan sonra oyun o denli bir hale geliyor ki, adeta güç fantezisi yaşıyorsunuz. Üstüne sinemalardan gördüğümüz hareketlerin de hoş yansımalarını görüyoruz oyunda. Duvarda koşma ve etrafla etkileşim de çok düzgün. Etrafın parçalanması en az Phantom Dust düzeyinde. Oyunu sözlerle anlatmak güç geliyor sayın okur, tıpkı sineması üzere bu eser de deneyimlemeden anlatılamaz. Size tahminen biraz farklı abartmışım üzere gelebilir ancak ben nitekim de bu oyunun bilinmeyen cevher sözünün karşılığı olduğunu düşünüyorum. O halde sizi de Neo ile uyanmaya davet ediyorum. Wake up.
Aslında bu listeye Garo yahut Onimusha üzere oyunları da koymak istedim, lakin daha çok gönülden tavsiye edebileceklerimle yetinmek daha gerçek geldi. Bir diğer yazıda daha görüşmek üzere, âlâ oyunlar!
